“Siz bize güvenmiyor musunuz Avukat Bey?”
Müvekkillerim ile iş yaptıkları kişiler arasında imzalanacak sözleşmelerin hazırlanması doğal olarak benim görevim. Ayda ortalama iki üç kez bir sözleşme hazırlayıp karşı tarafa gönderir ve imzalanmasını talep ederim. Çoğu zaman bu sözleşmeye son hali bir toplantı esnasında verilir. Dizüstü bilgisayar açılır, “orası şöyle olsun”, “burası aynen kalsın” şeklinde taleplerle müzakere sürer gider. İşte bu müzakereler esnasında köşeye sıkışan karşı taraf mensubu (avukat olmayan) bazı kişiler durup durup başlıktaki efsane soruyu sorarlar:
“Siz bize güvenmiyor musunuz Avukat Bey?!”
Bu soruya son birkaç senedir hiç duraksamadan cevap veriyorum: “Tabii ki güvenmiyorum.”
İlk anda ortam buz keser. Ancak sonrasında genelde şu ek açıklamayı yaparak durumu yumuşatmaya çalışırım:
“Bakınız, bir kişiye ya tamamen güvenirsiniz ya da hiç güvenmezsiniz. Güven %100 olmalıdır. Bir kişiye %99 güvenilmez. Geriye kalan o %1 her şeyi siler süpürür. Güven varsa ne yazılı sözleşme ne de avukata ihtiyaç duyulur. Şimdi, ben sizi birkaç gündür tanıyan biriyim. Sizinle hiçbir geçmişim yok. Bu somut gerçek ortadayken size %100 güvenmemi cidden bekliyor musunuz?”
Merak etmeyin, kimse bu soruya “Evet.” diye cevap veremez ve sözleşme müzakereleri kaldığı yerden devam eder.
Yorumlar